Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | bulunmadığı için | for want of prep. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (diğer ulaşım imkanları bulunmadığı sırada) gezginler için eşya ve bagaj taşıyan adam | packer n. |
General | hazır bulunmadığı için | in default of prep. |
General | hazır bulunmadığı için | for fault of [obsolete] expr. |
General | hazır bulunmadığı için | for the fault of [obsolete] expr. |
Colloquial | ||
Colloquial | artık bir şeyin içerisinde bulunmadığı için şanslı olmak | be well out of something [uk] v. |
Colloquial | bir şey bulunmadığı için | for want of something expr. |
Idioms | ||
Idioms | bir taraf hazır bulunmadığı için yapılamayan/iptal olan müsabaka | no contest n. |
Architecture | ||
Architecture | yeterli dayanağın bulunmadığı durumlarda destek sağlamak için bükülmüş güçlü ve yassı demir çubuk | bridle iron n. |
Card | ||
Card | elinde bulunmadığı için mevcut takımla aynı türden bir kart oynayamamak | renounce v. |